Meslek Hastalıkları Dosyası(1): İdiyopatik Pulmoner Fibrozis* – Çev. Onur Demir

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Nisan 2016’da, Virginia eyaletinde bir diş hekimine idiopatik pulmoner fibrozis (IPF) tanısı konulmuş ve Virginia’da üçüncü basamak sağlık hizmeti veren klinikte tedavi altına alınmıştır. Bu klinik, Virginia’da birden çok sayıda diş hekimine IPF tanısı konduğu ve burada tedavi altına alındığı için Amerika Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) ile iletişime geçip durumu rapor etmiştir. IPF, sebebi bilinmeyen ve kötü prognoza sahip kronik, progresif bir akciğer hastalığıdır.

IPF belirli meslek grubuna mensup kişilerle ilişkilendirilse de, diş hekimlerine IPF görülmesine dair literatürde herhangi bir veri bulunmamaktadır. Bu üçüncü basamak sağlık hizmeti veren klinikte Eylül 1996 – Haziran 2017 tarihleri arasında IPF tanısıyla tedavi gören 894 hastanın tıbbi kayıtları incelenmiştir ve bu hastaların 9’unun (%1) diş hekimi veya teknisyeni olduğu saptamıştır. Tamamı 2010 ile 2015 yılları arasında tedavi görmüş bu hastaların 8’i diş hekimi 1’i ise diş teknisyeni olarak çalıştıklarını belirtmişlerdir. Belirtilen 9 hastanın 7’si ölmüştür. Yaşayan hastalardan biriyle görüşüldüğünde, kendisi herhangi bir solunum koruması (maske vb.) olmadan amalgam hazırladığını, ölçü aldığını ve protezlerin cilasını yaptığını belirtmiştir. Bu işlemler sırasında silika, polivinil siloksan, aljinat ve solunum sistemi için potansiyel toksik maddeler kullanılmaktadır. Burada diş hekimlerinde IPF tanısında bir kümelenme (yığılma) olmasında net bir etiyolojik faktör olmamasına rağmen, mesleki olarak maruz kalınan maddelerin katkısı olması muhtemeldir. IPF vakalarındaki bu yığılma, diş hekimliği çalışanlarında spesifik olarak neye maruz kalındığının, potansiyel zararlı maddelerden korunmak amacıyla uygun stratejilerin geliştirilmesi için bu maruz kalınmalarla IPF gelişme riski arasındaki ilişkinin daha net bir şekilde anlaşılması gerektiğini göstermektedir.

IPF, sebebi bilinmeyen, çeşitli nedenlerle alveollerin çeperlerinin sertleşmesi ve kalınlaşması sonucu oluşan ve pulmoner fibrözis denilen bir akciğer hastalık grubunun kronik ve progresif bir türüdür. IPF, interstisyel akciğer hastalıklarının(1) bilinen semptomlarının ve sebeplerinin olmadığı durumlarda, interstisyel pnömoninin(2) histolojik ve radyolojik paternleriyle ilişkilidir ve kuru öksürüğün eşlik ettiği açıklanamayan progresif dispne ile karakterizedir. Günümüzde ilaçla tedavi (pirfenidon vb.) ve akciğer transplantasyonu olarak 2 tedavi seçeneği mevcuttur. Teşhis edildikten sonra ortalama yaşam süresi (survey) 3-5 yıldır. Etiyolojisi tam olarak bilinmese de, viral enfeksiyonlar, sigara kullanımı, odun ve metal tozuna maruz kalınan meslek gruplarının hastalığın oluşmasını kolaylaştırabileceği düşünülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde, 1988-2015 yıllarında arasında yapılmış çalışmalardan elde edilen verilerle IPF’nin insidansının 100.000 kişide 6,8-17,4 arasında, prevalansının ise 14,0 ile 63,0 arasında değiştiği ve yaşla birlikte arttığı analiz edilmiştir. Diş hekimliği çalışanları ile IPF arasında bir ilişkiye dair yayınlanmış bir veri bulunmamıştır.

Haziran 2017’de, bu klinikte Eylül 1996 ile Haziran 2017 arasında IPF tanısıyla tedavi görmüş 897 hastanın elektronik tıbbi kayıtları diş hekimi, diş teknisyeni olan diş hekimliği çalışanlarını belirlemek için değerlendirilmiştir. Belirlenen hastaların verileri çıkarılmış ve yaşayan hastalarla semptomlarını öğrenmek ve mesleki ve mesleki olmayan herhangi bir maddeye maruz kalma durumunu belirlemek için hastanın rızası alınarak görüşme ayarlanmaya çalışılmıştır.

Bu klinikte tedavi gören 897 IPF hastanın 9 (%1’i) dental sektör çalışanıdır (8 diş hekimi, 1 diş teknisyeni). Tüm hastalar erkek ve 2000-2015 yılları arasında tedavi görmüştür. Hastalardan 5’i beyaz, biri siyahi ve diğer üçünün ırkı bilinmemektedir. Göğüs hastalıkları konsültasyonu yapıldığı an için ortalama hasta yaşı 64’tür (aralık 49-81 yaş). 9 hastanın 7’si ölmüştür ve bunlar arasında ortalama sağ kalım, göğüs hastalıkları muayesinden itibaren 3 yıldır (aralık 1-7 yıl). Yine hastaların 8’i göğüs fonksiyon testlerine tabi tutulmuştur. 3 hastanın solunum fonksiyon test (spirometri) sonuçları normal bulunmuştur. Bu 3 hastanın 2’sinin akciğer volüm değerleri de normal sınırlar içinde bulunmuştur. Yaşayan hastalardan biri teşhisten 3 sene sonra akciğer transplantasyonu geçirmiştir ve daha sonra randevularına düzenli gelmediği için analiz etmek için mevcut bir doku örneği yoktur.

Hastalardan üçünün anamnezinde sigara kullanımı hikayesi varken, 1 hasta hiç sigara kullanmamıştır. Beş hasta hakkında bu konuda bir bilgi yoktur. Yaşayan bir hasta ile görüşme ayarlanamadı. Görüşülen diğer hasta, hiç sigara ve 40 yıllık meslek hayatı boyunca işlemler sırasında Ulusal İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsü sertifikasına sahip bir maske kullanmadığını belirtmiştir. Ayrıca diş hekimliği eğitimine başlamadan önce 3 ay süreyle çöp işçisi olarak çalışırken toza maruz kaldığını ifade etmiştir.

Tartışma

Eylül 1996 ile Haziran 2017 arasında tek bir klinikte tedavi edilen 894 hastanın 9’u diş hekimliği çalışanıdır. Hastaların tümü 2000 ile 2015 yılları arasında tedavi görmüştür. Bu hastalardan yedisi hayatını kaybetmiştir. Bu, diş hekimliği çalışanlarında IPF’nin yoğun olarak görüldüğü ilk durumdur. Bu yoğunluğu ortaya çıkaran net bir etiyoloji olmamasına rağmen, mesleki olarak bir maddeye maruz kalmanın, IPF gelişimine katkıda bulunması muhtemeldir.

2016 yılında, diş hekimleri ABD’de yaşayanların %0.038’sini oluştururken, neredeyse 23 kat bir oranla bir üçüncü basamak sağlık kurumunda IPF tedavisi gören hastaların %0,893’ünü oluşturuyordu. Diş hekimliği çalışanları, iyonize radyasyon, infeksiyoz ajanlar, kimyasallar, havada asılı mikroorganizmalar ve potansiyel tehlikeli maddelere maruz kalmaktadır. Soluma ile maruz kalmalar, diş hekimlerinde mesleki solunum sistemi hastalıklarına yakalanma riskini kesin olarak artırmaktadır. Başka bir örnek olarak, diş teknisyenlerinde görülen pnömokonyoz, silika veya kobalt, krom, molibden esaslı protez işlemlerinde oluşan tozun solunmasının sebep olduğu mesleki bir restriktif akciğer hastalığıdır. Solunum yetmezliğine bağlı olarak erken yaştan ölen bir diş hekiminde pnömokonyoz tespit edilmiş bir vaka mevcuttur. Otopside taramalı elektron mikroskopi kullanılarak yapılan akciğer doku örneği incelemesinde, diş hekimliği pratiği boyunca kullandığı aljinat tozu partikülleri saptanmıştır. 1994–2000 yılları arasında beş eyalette kristalin silikaya maruz kalan diş teknisyenleri arasında dokuz vaka tespit edilmiştir. Alçı model hazırlanması sırasında ıslak asbest içeren kağıdın kullanılmasına bağlı olarak asbest ile ilişkili akciğer hastalığı da diş hekimlerinde tanımlanmıştır.

Diş hekimliği çalışanları arasında IPF, daha önce tanımlanmamıştır. Ulusal Mesleki Solunum Sistemi Kaynaklı Ölüm Sisteminin 4 farklı yılda yapılan sorgulamasında, IPF’nin de içinde bulunduğu “diğer interstisyel fibrozisli pulmoner hastalıklar” kaynaklı ölümlerin içinde 35 diş hekimi ofis çalışanı, 19 diş hekimi tespit edilmiştir. Bu bulgular, diş hekimliği çalışanları arasında IPF görülme olasılığının, genel popülasyondan daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Görüşme yapılan yaşayan hasta, solunumsal olarak tehlikeli olduğu bilinen (örn., silika) mesleki maruz kalmaları rapor etmiştir, ancak Ulusal İş Güvenliği ve Sağlık Enstitüsü sertifikalı maske kullanmamıştır. Bu vaka serisindeki diğer hastaların benzer deneyimleri olması mümkündür. Tehlikeli olduğu bilinen solunumsal tehlikelere mesleki olarak maruz kalan diş hekimliği çalışanları, diğer kontroller (örneğin, gelişmiş havalandırma) pratik veya etkili değilse, yeterli solunum koruması sağlamalıdır.

 

 

 


(1) Interstisyel Akciğer Hastalıkları (İAH) akciğeri diffüz olarak etkileyen, akciğer parankiminde değişik derecelerde inflamasyon, fibrozis ve yapısal bozulmaya neden olan, akut ya da kronik seyirli bir grup hastalıktır.

(2) IAH’nin alt grubu.

*Makalenin orjinal başlığı “Dental Personnel Treated for Idiopathic
Pulmonary Fibrosis at a Tertiary Care Center — Virginia, 2000–2015” olup Randall J. Nett, MD; Kristin J. Cummings, MD; Brenna Cannon; Jean Cox-Ganser, PhD; Steven D. Nathan, MD tarafından Mart 2018’te yayınlanmıştır.

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR