Asistan Diş Hekimleri Anlatıyor: Mobbing, Angarya ve Güvencesizlik

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim ve çalışma hayatını sürdürürken maruz kaldığı mobbing nedeniyle hayatına son veren asistan hekim Mustafa Yalçın’ın ardından asistan hekimlerin yaşadıkları sorunlar ve çalışma koşulları tekrar gündeme oturdu. Asistan diş hekimlerinin de benzer birçok problemle yüz yüze olduğu biliniyor. İstanbul ve Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakülteleri’nde asistanlık süreçlerini devam ettiren diş hekimleri ile bu sorunları ve yaşadıklarını konuştuk.

“Geçimimi Fakültedeki İşlerden Arta Kalan Zamanda Özel Kliniklerde Çalışarak Sağlıyorum”

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde doktora programında asistanlık sürecine devam eden diş hekimi Bengü, herhangi bir kadrosu veya iş sözleşmesi olmadığı için tamamen güvencesiz ve ücret almadan bu süreci yürütmeye çalıştığını aktardı: “Bütün bir doktora süreci boyunca fakültede hasta bakmak zorundayım fakat karşılığında hiçbir ücret almıyorum. Kadrom olmadığı için iş tanımım da belirsiz. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşsam bunu karşılayabilecek bir sosyal güvencem bile yok. Geçimimi fakültedeki işlerden arta kalan zamanda özel kliniklerde çalışarak sağlıyorum. Bundan dolayı ben ve benim gibi birçok asistan arkadaşım kronik yorgunluk, depresyon ve tükenmişlik sendromu yaşıyoruz. Her geçen gün mesleki anlamda yaptığım işin verimliliğinin düştüğünü düşünüyorum.”

Fakültedeki çalışma koşullarını değerlendiren Bengü, “Doktora programında çalışma saatleri 09.00 ile 16.00 arası, aslında tam zamanlı diş hekimliği hizmeti sunuyoruz. Fakülteye başvuran hasta yoğunluğundan ötürü iş yükümüz çok fazla. Gelen hastalar bizim bölümde sayısı 6 ile 10 arasında değişen asistan diş hekimi arasında bölüşülerek dağıtılıyor. Tedavilerinin aynı gün başlanıp bitirilmesi gereken hastalar nedeniyle yeterince dinlenemediğimiz günler çok oluyor. Bütün bu süreç hepimizi çok yorduğu gibi kendimizi akademik anlamda geliştirmemize veya araştırma yapmamıza da fırsat kalmıyor. Tek amacımız o günkü hastaları bitirmek oluyor” diye konuştu.

Asistanlık süreci boyunca doğrudan herhangi bir şiddet olayına maruz kalmasa da arkadaşlarının bu tip olaylara maruz kaldığını ve bu konuda sorumluluğun asistanlara yüklendiğini söyledi: “Hastanede bir asistan arkadaşımızın hastası tarafından ölüm tehdidi aldığı anlatıldı ve bu olayın fakültede yarattığı gerilimden de anladığım kadarıyla böyle bir ölüm tehdidine karşı kendimizi koruyabileceğimiz herhangi bir yol yok ve savunmasız hissediyorum. Şiddet ve tacizden korunmanın yükümlülüğü bireylere yüklenmekte, caydırıcı yasal ve kurumsal düzenlemelerin yetersiz olduğunu düşünüyorum.”

“Kimi Zaman Açıktan Kimi Zaman Örtülü Olarak Mobbinge Maruz Kalıyoruz”

Uzmanlık eğitimini Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde sürdüren Ayşe ise yaptığı iş karşılığından ücret aldıklarını fakat bunun hem yetersiz olduğunu hem de adaletsiz dağıtıldığını vurguladı: “Araştırma görevlisi maaşı alıyoruz. Ülkemizin ekonomik durumu düşünüldüğünde geçinmeye yetersiz kaldığını söyleyebiliriz. Maaşa ek olarak ödenen döner sermaye geliri ise tam olarak işlem puanına oranlı bir döner sermaye geliri olmaması bakımından bir performans sistemi olarak değerlendirilemez. Var olan puan barajını geçen ve geçemeyen asistan hekimlere iki ayrı tutarda ödeme yapılmakta. Döner sermaye ödemeleri değişken tutarlarda olduğu ve düzenli ödeme yapılmadığı için aylık ne kadar gelirimiz olduğunu bilemiyoruz.”

Mobbingin asistanlık sürecinde yaşadıkları en büyük sorun başlıklarından birisi olduğunu belirttikten sonra bunun çok farklı yöntemleri olduğunu söyledi: “Kimi zaman açıktan kimi zaman örtülü olarak mobbinge maruz kalıyoruz. ‘Hasta tüketmek’ amacıyla gönderilen tedavi edebileceğimizden çok sayıda hasta ile ilgilenmek ve puan barajlarını doldurmak zorunda kalmak; öğrenciler, hastalar ve hocalar tarafından sürekli gizli şikayetlere maruz kalmak ve gözlenme ve savunma pozisyonunda olmak; herhangi bir şey talep edildiğinde yönetim ile bire bir muhatap olmak ve kimi zaman aşağılanmalara maruz kalmak mobbing denince ilk aklıma gelenler. Ayrıca herhangi bir hak talebinden bulunduğumuzda düşük not verme, diğerlerinden ayrıştırarak yalnızlaştırma, idareciler tarafından bire bir husumet gütme ve resmi işlemlerde sorun çıkarma gibi yıldırma politikalarına çok kez tanık olduk.”

Aldıkları eğitimin yetersiz olduğunu söyleyen Ayşe, “Asistanlık sürecinin eğitim yanının fakülte açısından önemsiz olduğunu düşünüyorum. Kendi maddi imkanlarımız ile çeşitli malzeme ve ekipmanları satın alarak bir nebze eksikleri gidermeye ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Fakültenin asistanlara bakışı hasta yükünü hafifletmesi ve döner sermayeye katkı sağlaması. Geriye kalan her şey gereksiz gider olarak görülüyor. Öte yandan akademik gelişim için yol gösteren hocaların birkaç bölümle sınırlı olduğunu da söyleyebilirim” dedi.

Pandemiyle birlikte yeni sorunlarla karşılaştıklarını da ekledi: “Özellikle fakülteye yeni girenlerimiz için eğitimden sayılamayacak bir zaman geçirdik, alanımızda hasta bakamadık. Daha ileri süreçlerde olanlarımız tez çalışmalarını yürütmekte zorlandılar. Pandemi sürecinde hocaların geri çekildiği alanlarda (hem hasta tedavileri hem öğrenci klinikleri anlamında) bizler öne sürüldük. Koruyucu donanım sağlansa da yoğun klinik işleyişinde kendimizin ve hastalarımızın korunabildiğine inanmıyoruz.”

“Mobbing Kesinlikle Kabul Edilemez”

Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden Elif ise “Mobbing kesinlikle kabul edilemez bir konu. Ben şahsen çok fazla maruz kalmadım ama bu uygulamalara maruz kalan arkadaşlarım oldu” dedi.

Yeterli dinlenme sürelerinin olmadığını da ekleyen Elif, sağlıkta şiddet konusunda ilgili yasal mevzuatın uygulanmadığını, bu konuda eksiklikler olduğunu ve çeşitli düzenlemelerin gerektiğini belirtti.

 

 

 


*Aktarımda bulunan asistan diş hekimlerinin isimleri değiştirilmiştir.

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR