Sağlıkta Kadın Emeği – Tülin Çelik

tarafından tdh
0 Yorum Yap

Geçtiğimiz aylarda hem 8 Mart’ı hem 1 Mayıs’ı kutladık. Hoş bütün bu emek mücadelesine şahitlik eden kazanımların yıl dönümleri acaba ülkemiz coğrafyasında nasıl yadedildi, orası ayrı bir tartışma konusudur! Bir kadın sağlık emekçisi olarak, diş hekimliği alanında spesifik verilere çok ulaşamasam da (maalesef), en azından bu konuda bir, iki kelam etmek istedim; kadınların emek mücadelesindeki arz-ı endamları adına. Öncelikle emek mücadelesinin kadını erkeği olmaz diyeceğim ama nedense tarihsel gerçekler ve patriyarka böyle düşünmemi engelliyor. Metin tamamen bu konudaki kısa süreli okumalarım, alıntılar üzerine şekillendi. Keşke mesai saatlerim elvereydi de daha ayrıntılı araştırma yapabilseydim. Yazı belki çok fazla istatistiksel gelebilir. Matematik önemli ama değil mi? Sizce gereksiz ayrıntılar olabilir mi? Misal tarımda kadın istihdamı ya da eğitim düzeyi ilişkisi gibi. Hepsi önemli bence kadınların toplumsal yaşamda varoluşları ve kapitalist düzen adına. Sabreder ve sonuna kadar okursanız diş hekimliği alanındaki yorumlarımı da sunuyorum.

“Marksizmin insanlığa sunduğu büyük özgürleşme imkanı, patriyarkal düzenin ve burjuva aile yapısının reddiyle kadının sömürülmesine karşı çıkmıştır. Marksizmin eşitliğe verdiği önem, kadın erkek eşitliğine de yansımıştır. Feminizm ise Marksizmin ekonomi politik analizine kısıtlı kalmayarak, erkeğin kadın üzerinde yalnız cinsellik alanında değil, yaşamın bütün alanlarında kurduğu tahakküme karşı amansız bir mücadele yürütmüş ve büyük kazanımlar elde etmiştir. Bugün bu iki ideoloji, bir yandan ataerkil düzenin yıkılması diğer yandan kadın bedenini ve cinselliğini metalaştıran kapitalizme karşı mücadele etmektedirler.” demiş Cem Terzi. Pek de iyi demiş. Tam da bu noktada; sağlık sektöründeki dönüşüm ilk önce ve önemli ölçüde sağlık emekçisi kadınlar ile sağlık hizmetinin alıcısı olan özel sağlık hizmetlerine gereksinimi bulunan kadınları olumsuz yönde etkilemektedir. Bir kere sağlık sektörü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadın emeği yoğun bir sektördür. Yaşanan dönüşüm çalışma saatlerinin uzaması, iş güvencesinin giderek azalması, iş tanımlarının muğlâklaşması, performans kriterleri gibi yeniliklerle sağlık çalışanı kadınların iş hayatını güçleştirmiştir. Gebelik ve bebek bakımı süreçleri ile üremeye bağlı sağlık hizmeti gereksinimleri olan kadınlar, sağlık hizmetlerinin bir metaya dönüştürüldüğü yeniden yapılanma sürecinden çok olumsuz biçimde etkilenmektedir. Ayrıca, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırıldığı günümüz koşullarında, hakların kısılarak katkıların artırılması toplumun genel olarak sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerine erişimini güçleştirmiştir. Kadınlar, toplumsal cinsiyet rollerine bağlı olarak ücretsiz bakım emeği sağlayıcısı olarak görüldükleri için, devletin ve kamu kurumlarının yetersiz olduğu bu alanlarda tampon mekanizma olarak “göreve” çağrılmaktadır. Sonuç olarak, yaşanan dönüşüm sağlık hizmetinde ücretli ve ücretsiz kadın emeğinin yükünü ağırlaştırmakta, toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirmekte ve böylece ataerkil sistemle kapitalizmin güçlü ittifakını pekiştirmektedir.

ILO Raporuna göre son on senede kadın istihdamında değişim gözlenmemektedir. 1996 yılında yüzde 39.7 olan kadın istihdamı, 2006 yılında ancak yüzde 40 olabilmiştir; bu arada kadın işsizliği artmıştır. Kadın işsizlik oranı yüzde 6.6 ile erkek işsizliğinin yüzde 6.1 üzerindedir.

Kadın istihdamınin son dönem eğilimleri enformelleşme ve değersizleşme olarak ortaya çıkmaktadır. Kadınlar dünya genelinde güvencesiz koşullarda, ücret, çalışma saatleri, doğum izni, sosyal güvenlik gibi hakların yasalarla güvence altına alınmadığı enformel işlerde istihdam edilmektedir. 1990’da yüz kadından 34’ü istihdama katılırken, 2004’te 27’si istihdama katılmaktadır. 2009 itibariyle istihdama katılan kadın sayısı yüzde 22’dir (TÜSİAD, 2011; KSGM, 2011).

Sağlıkta dönüşüm programının biz kadın sağlık çalışanlarını nasıl etkilediğini tartışmaya başlayan birçok akademisyenin farkettiği, sağlıkta dönüşümün, yeni üreme sağlığı politikalarıyla hem kadının bedeni üzerindeki kontrolünü sınırlandırdığı, hem de getirdiği esnek çalışma, taşeronlaşma, güvencesiz çalışma biçimleriyle sağlık hizmetlerinde çalışan tüm kadınların emeğini değersizleştirdiği gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Sağlık hizmetleri ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı bir alandır. Kadın emekçilerin yoğun olduğu bu alanda, kadınlara yönetsel görevler verilmemekte, bunun da kadınların evdeki işlere ve çocuk bakımına zaman ayırmak istedikleri için kendi tercihleri sonucu olduğu iddia edilmektedir. Yaşanan tüm değişimler özel olarak kadın emeğini daha farklı etkilemektedir. Sağlık alanında taşeronlaşma ilk önce temizlik işçilerinde başlamış, bunu hemşireler ve en son olarak da görüntüleme hizmetlerinde çalışan hekimler izlemiştir. 4‐B çalışanlarının çoğu kadındır. Bu çalışanların doğum izni hakkı için bile mücadele verilmek zorunda kalınmıştır.

Enformelleşme ve Kadın İstihdamı

İşgücü piyasasında enformelleşme esneklik ve heterojenliğin, eğretilik ve güvencesizliğin, eşitsizlik ve kutuplaşmanın artmasıyla belirginleşmektedir. İşgücü piyasasının kuralsızlaştırılması ile kadınların ücretli çalışmaya katılımlarındaki artış arasında bir koşutluk söz konusudur. İşgücü piyasasında kuralsızlaştırma bir yandan enformelleşmeyi artırırken, diğer yandan da işgücü içinde kadınların oranının artmasına neden olmuştur. Enformel istihdamın güncel biçimleri ile kadınların üretken rollerinden daha çok yeniden üretim rollerine değer veren tutumların bir araya getirilmesi formel işgücü piyasasına katılımlarında güçlü bir engel oluşturmuştur. Enformel işgücü piyasasına katılım eşiği yüksek değildir; enformel ekonomideki işler yüksek düzeyde bilgi ve beceri gerektirmemekte, esnek çalışma saatleri veya evde çalışma gibi esnek çalışma koşulları sunulabilmektedir. Ev işleri ve ücretli çalışmaya harcanan zaman arasında tercih yapmak zorunda kalan kadınlar için esnekliğin getirdiği sakıncalarla birlikte enformel işgücü piyasasında iş bulmak kolaylaşmaktadır. Kadınların işgücü piyasasına katılımlarındaki artış, salt daha çok sayıda kadının geleneksel olarak erkekler tarafından yapılan işlerde istihdam edilmesi değil, aynı zamanda işlerin geleneksel kadın istihdamının özelliklerini taşıyacak biçimde dönüştürülmesi anlamına da gelmektedir. Geleneksel kadın istihdamının özellikleri, verimlilik ve ücret düzeyi düşük fazla beceri gerektirmeyen işlerde atipik iş sözleşmeleriyle güvencesiz çalışmadır.

Türkiye’de son dönemde kadın istihdamını belirleyen etkenlerin başında tarımın çözülmesi geliyor. Bilindiği gibi tarım sektörü Türkiye’de kadın istihdamının en fazla olduğu sektör. TÜİK verilerine göre 2009 yılında istihdam edilen kadınların yüzde 46.5’i tarım sektöründe yer alıyor. Neoliberal politikaların önemli unsurlarından olan tarımsal alana yönelik sübvansiyonların ve desteklerin azaltılması tarımsal alanda mülksüzleşme ve yoksullaşmaya yol açıyor. Bunun sonucu ise işsiz kalan bir nüfus ve kırdan kente artan göç oluyor. Tarımsal alandaki istihdam oranlarına kadınlar açısından baktığımızda 2000 yılında yüzde 60.5 olan rakamın, 2006’da yüzde 48.5’e düştüğünü görüyoruz.

TÜİK Verileri

Kadınların istihdam oranı erkeklerin yarısından azdır. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2016 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı %46,3 olup bu oran erkeklerde %65,1, kadınlarda ise %28’dir. Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %15,2, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı %27,2, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %33,6, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %41,4 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %71,3’tür.

Demek ki kadınlar okumalı! Okumalı ki daha fazla sözü geçmeli! Ezilmeden, hakkını korumayı bilebilmeleri için! Kadın istihdamı en fazla hizmet sektöründe oldu. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre 2016 yılında cinsiyete ve ekonomik faaliyetlere göre istihdam oranı incelendiğinde, tarım sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 19,5, erkek istihdam oranı yüzde 15,5, kadın istihdam oranı yüzde 28,7 oldu. Sanayi sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 26,8, erkek istihdam oranı yüzde 31,6 kadın istihdam oranı yüzde 15,9 oldu. Hizmet sektöründe ise toplam istihdam oranı yüzde 53,7 olup bu oran erkeklerde yüzde 53, kadınlarda yüzde 55,4 oldu.

Hizmet Sektörü; İstenilen ve Hedeflenen

Kadınların istihdamında yarı zamanlı çalışma durumu erkeklerin 3 katı oldu. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranı 2016 yılında toplamda yüzde 10,3 olurken erkeklerde bu oran yüzde 6,5 kadınlarda ise yüzde 19,1 oldu. Bu oran çok çarpıcı değil mi? Sizce neden?

Öte yandan 2009 yılı verileriyle sağlık işlerinde çalışanların yüzde 55’inin kadın olduğu görülüyor. Toplam istihdam edilen kadınların yüzde 5,6’sı sağlık işlerinde yer alıyor. Hemşire ve ebelerin sayısı toplam sağlık çalışanlarının yüzde 38’ini oluşturuyorken, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinde istihdam edilen hekimlerin ise yüzde 34’ü kadındır (Etiler ve Urhan, 2011: 195‐ 196). Kadınların istihdama katılımını engelleyen nedenlerin başında ev içi iş yükleri ve bakım hizmetleri geliyor. Ev işi ve aile üyelerinin günlük bakımına (ortalama) kadınlar 5 saat 17 dakikalarını harcamak durumunda kalırken erkekler 51 dakikalarını ayırıyor. İşten ayrılma nedenlerine bakıldığında işverenin işten çıkarması dolayısıyla ayrılmalar yüzde 20 oranlarında iken çocuk ve doğum nedeniyle işten ayrılmaların yüzde 70 oranlarında olduğu görülüyor (İşkur, 2007). Kamunun sunduğu desteğin yok denecek düzeylerde olması, iş yerlerinde kreş, emzirme odaları vb. gibi bakım hizmetleri kurumlarının yetersizliği istihdam önünde engel oluşturuyor. Bununla birlikte eğitimde toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlik, istihdam yaratmayan ekonomik büyüme, ücret eşitsizliği ve düşüklüğü, kamu sektöründe daralma ve özelleştirmeler, teknolojik değişimlerin “kalifiye olmayan” kadın emeğine olumsuz etkisi istihdamı engelleyen faktörler arasında yer alıyor. Kadınlar uğradıkları baskılar nedeniyle işgücü piyasalarına katılamayabiliyorlar, çünkü kadınların işgücüne katılımları çoğunlukla kocanın veya babanın iznine tabi oluyor. Yine evli kadınlar açısından ev işleri ve çocuk bakımı engel olabiliyor. Bu işlerin karşılanmasına yönelik eşlerden biri arasında seçim yapmak durumunda kalındığında çalışma hayatından çekilen kadın oluyor. Örneğin, lise eğitimini tamamlayan her 100 kız öğrencinin, 30’u üniversite sınavını kazanamıyor, 15’i kazandığı halde evlendiriliyor, 14’ü çalışmak zorunda, 11’ine ailesi izin vermiyor, 6’sının maddi durumu elvermiyor. Öte yandan kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları sorunların başında ise eğitim ve mesleki eğitimde eşitsizlik, iş bulma ve kariyer yükseltmede eşitsizlik (cam tavan), ücretlendirmede eşitsizlik sosyal haklardan yararlanmada eşitsizlik, cinsel taciz, “mobbing” geliyor. Politika yapıcı ve uygulayıcılarının kadın istihdamının geliştirilmesine yönelik önerilerinin ise aktif iş gücü politikalarının geliştirilmesi, kadın girişimciliğinin desteklenmesi uygulamalarında görebileceğimiz gibi esnek işgücü piyasaları üzerinden geliştirildiğini görüyoruz. Bir başka cepheden “iş ve aile yaşamını” uyumlaştırma adı altında sunulan bu politikalar özünde kadınların ev işleri ve bakım hizmetleri sorumluluğunu devam ettirebilecek nitelikte istihdam biçimi anlamına geliyor. Oysa ki kadın istihdamına yönelik politikaların, cinsiyete dayalı işbölümünü değişikliğe uğratacak, işgücü piyasasındaki ayrımcılıkları ortadan kaldıracak en hafifiyle zayıflatacak politikalar olması gerekiyor. Aşağıda maddeler halinde yer verdiğimiz öneriler kadın istihdamının geliştirilmesine yönelik ilk elden alınacak tedbirleri oluşturuyor.

Öneriler ve Beklentiler

1. Kadınların eğitim olanaklarının artırılması.
2. Kadın ev işi yüklerinin hafifletilmesi.
3. Kurumsal çocuk, yaşlı ve hasta bakımı.
4. İşyerlerine kreş zorunluluğu getirilmesi.
5. Kamu ve özel kurumlarda kadın çalışan için kota uygulaması getirilmesi.
6. Eşit işe eşit ücret.
7. Kadına yönelik şiddete ve cinsiyet eşitsizliğine karşı güçlü yasal düzenlemeler.

Kaç hastanede kreş var ya da kreş açma zorunluluk koşulları nelerdir? Biliyor muyuz? Sağlık bakanlığından bu verileri almak deveye hendek atlatmaktan daha zor! Hoş, örgütlü ve demokratik bir ülkede bu kadar zor olmasa gerek?

Sağlık Sektöründe Kadınlar

TÜİK 2009 verilerine göre Türkiye’de kadın istihdamı yüzde 28’dir. Sağlık sektöründe ise bu oran yüzde 55’e çıkmaktadır. Dolayısı ile sağlık sektöründe ‘”işgücünün feminizasyonu”ndan bahsedilmektedir. Hemşire ve ebeler sağlık sektörünün önemli bir bölümünü (Sağlık Bakanlığı personelinin yüzde 38’ni) oluşturmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hemşire ve ebelerin yüzde 90’ndan fazlası kadındır. Sağlık sektöründeki işgücünün feminize olmasında bu durum önemli rol oynamaktadır. Hemşirelik ve ebelik mesleği geleneksel kadın işlerinden sayılmakta, kadınların evdeki bakım emeklerinin devamı olarak görülmektedir. Hekim cephesinden bakıldığında, kadınlar toplumsal cinsiyet rollerine uygun evdeki yeniden üretim görevlerini aksatmayacak uzmanlık dallarını tercih etmektedirler. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde, temel tıbbi bilimlerde kadın oranı daha fazla iken cerrahi alanlarda kadın oranı oldukça azdır.

Buna göre, kadınların işgücüne katılımları arttığı ölçüde, cinsiyete dayalı ayrımcılık da artmaktadır. İşgücü piyasasının enformelleşmesine karşı ekonomik büyümeyi artıran politikaların tamamlayıcısı olarak işgücü standartlarının ve sosyal korumanın geliştirilmesine önem verilmelidir. Sosyal politikalar eşitsizliğin, güvencesizliğin, eğretiliğin ve yoksulluğun azaltılması, iş ve gelir güvencesinin sağlanması için yeniden tasarlanmalıdır. Bu bağlamda, kadınların işgücü piyasasına katılımlarının artırılmasında belirleyici olması gereken salt iş ve aile yaşamının bağdaştırılması değil, aynı zamanda insan onuruna yaraşır bir ücret ve güvenceli istihdama erişim için fırsat eşitliğinin de yaratılmasıdır.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılında bir önceki yıla göre 124 bin kişi artarak 3 milyon 454 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0,2 puanlık azalışla yüzde 9,4 kadınlarda ise 0,4 puanlık artışla yüzde 14,1 oldu.

“Ben Prettl Fabrikası’nda çalışan bir kadın işçiyim ve 19 arkadaşımla birlikte işten çıkarıldım. Kadın olduğumu özellikle belirtiyorum, çünkü bu da en az işçi olmak kadar büyük bir parçası hayatımın. Gece vardiyasına gitmeden sütümü sağıyorum ben çocuğum için. Ve sabah dönüp kahvaltı hazırlıyorum. Uyuyup kalkıp evi toplayıp çamaşır yıkayıp yemek yapıyorum. Çalışıyorum ben ekmek param için ve 10 seneden uzun süredir çalıştığım fabrikam ile toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürerken sırf sendikam ile birlikte hareket ettiğim için beni işten çıkardılar. Benimle birlikte 20 haneye ateş düşürdü” diyor işinden atılan bir kadın işçi…

Son noktayı bu kadın işçinin beyanı ile koymak istedim. Haydi biz eğitimli, üniversite mezunu diş hekimi kadınlarız. Sizce bu sunulan profilin ne kadar dışındayız? Diş hekimi, hasbel kader eğitimli kadınlar olarak daha eğitimli, daha “zenginiz” diye her ne kadar kendi alanımızda bu konuda sunulan verili bir araştırma olmasa dahi (keşke olsa), dışında tutabiliyor muyuz kendimizi tüm bunlardan? Klinik yardımcımız, vaktimiz olmadığı için evi temizlemeye çağırdığımız kadın, diş teknisyenimiz, çocuk bakıcımız, kurumsal yerde çalışanlarımız, veri giriş elemanları, klinik destek personeli… Adına ne derseniz deyin. Emek bir bütün ve biz diş hekimi kadınların daha da bir farkında olması gerek bu emek sömürüsündeki tüm yanlışlıklara…

 

 

 


http://www3.weforum.org/docs/ WEF_GGGR_2017.pdf

http://www.hurriyet.com.tr/ kadinlarla-erkekler- arasindaki-ucurum-ar
tiyor- 40641256

http://www.diken.com.tr/kara- tablo-kadinlarin-yuzde-46si- egitim
leri-sirasinda-siddet- goruyor/

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=27594

https://gazeteyolculuk.net/tekirdagda-kadin-isciler-uretimi-durdu
rup-kendilerini- fabrikaya-kapatti

https://www.sozcu.com.tr/ 2018/ekonomi/2017-issizlik- orani-aciklan
di-2305486/amp/

https://www.ttb.org.tr/kutuphane/kadisemp.pdf

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR